No.69 - Filistinlilere Şalom!

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!

Tam bir sene evvel MGK toplandı ve o günden bugüne, biz Türkiye’de yaşayanlar anayasanın etkisine hiç hesapta olmayan bir açıdan bakmak tecrübesini edinmiş olduk. Toplantı sırasında, Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Ecevit arasında yaşanan ‘anayasa kitapçığını fırlatma’ krizi, ciddi bir ekonomik krize dönüştü. Cumhuriyet tarihinin en büyük küçülmesine, işsizliğe ve piyasalarda büyük dalgalanmalara yol açtı. Krizin yıldönümünde ABD doları 687 bin liradan 1 milyon 350 bin liraya çıkarken borsa da 8 bin 459 puandan 11 bin seviyelerine ancak ulaşabildi. Hürriyet gazetesi 4 senelik zaman kaybından bahsediyor. Yeni Şafak gazetesi ise bilançoyu şöyle özetlemiş:

Ekonomi yüzde 8 küçüldü. Halk yüzde 60 fakirleşti. Dış borç 31 milyar dolar arttı. 100 bin işletme kapandı. 3 milyon kişi işsiz kaldı.

Dünkü tefrikamızda, Amerikan Bilimsel Gelişme Birliği’nin başkanı Peter Raven’ın konuşmasından bahsetmiştik. Birliğin toplantısı sürerken Amerikalı profesör Robert Dickinson, sera etkisi yaratan gazların kullanımının azalmasına rağmen küresel ısınmanın gelecek 100 yıl boyunca da süreceği uyarısında bulunmuş. Gene de biz bugün krizlerden bahsederek devam edeceğiz. Türkiye’yi bir yıldır etkileyen krizi, gene de yerel çerçevede değerlendirirsek buradan bölgesel bir krize geçebiliriz. O bölgesel kriz, Ortadoğu’da cereyan ediyor onlarca senedir. Ve o krize karşı son senelerde vücud bulan en büyük yaptırım İsrail’in içinden, Şaron’un şahin politikalarını benimsemeyen İsrail halkından geldi. Bir süre önce İsrailli yedek askerler arasında dolaşmaya başlayan ve İsrail’in işgal altındaki topraklardan çekilip barış görüşmelerine başlamasınının talep edildiği bir dilekçeye imza koyanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Yedek askerlere -sıkı durun- İsrail istihbaratından (Şin Bet ve Mossad’dan) da katılımların gerçekleşmesinin ardından oluşan, yaklaşık 1000 kişilik Barış ve Güvenlik Konseyi, barış görüşmelerine başlanması için, hangi taraftan gelirse gelsin, şiddetin sona ermesini bekleme gibi bir koşul sürmüyor öne. Önümüzdeki günlerde Konsey’in büyük bir kampanya başlatması bekleniyormuş ve şu sloganla çıkacaklarmış kamuoyunun karşısına: Filistinlilere Şalom! (Hem ‘barış’, hem de ‘elveda’ anlamına geliyormuş, ‘Şalom’ kelimesi.)

Bölgesel krizden alemşumûl krizimize geçecek olursak ABD’nin, evvela Irak’a hamle ederek dünyaya özgürlük, barış, huzur ve esenlik getirme hamlesi çerçevesinde serâpâ silahlanması Avrupa Birliği’ni kaygılandırıyormuş. ABD’nin savunma için araştırma ve geliştirme projelerine ayırdığı pay, AB’ye üye 15 ülkenin ayırdığı toplam payın dört katına ulaşınca bir huzursuzluk husule gelmiş Avrupa’da. Le Monde gazetesinde, silahlanma ve teknolojik alanda ortaya çıkan uçurumun Avrupa’nın en büyük kaygılarından biri olduğu yazılmış. Bütün bunlar bir tarafa, bütün bu kaygıları biraz nefret, biraz da alayla karşılayan Başkan Bush’un Japonya gezisi sürüyor. Japon parlamentosunda bir konuşma yapan Bush, 21. yüzyılın bir ‘Pasifik Yüzyılı’ olacağını söyleyerek şimdilik hem Pasifik Okyanusu ve mücavir alanlarda yaşayanları, hem de barışa (pacific) gönül vermiş olanları rahatlatmış, şenlendirmiş, güldürmüş...

Devamı yarın...

Ömer Madra – Şerif Erol